İçeriğe geç

Aylar: Mart 2017

ATATÜRK’ÜN ÖNGÖRÜLERİ

 

                                                  

“Dahi odur ki, ileride herkesin takdir ve kabul edeceği şeyleri ilk ortaya koyduğu zaman herkes ona ‘deli’ der.” Kendi sözünün en büyük örneği yine kendisi olan adam. Yaşarken deli, öldüğünde dahi diye anılan adam. Öngörüleriyle bize ışık tutan, yolumuzu aydınlatan adam. Yıllar önce söyledikleri bugün bile geçerli olan adam. Bazıları hala farkında değil ama çok haklıymışsın Atam.

“Bir gün gelecek ben, hayal zannettiğiniz bütün devrimleri başaracağım. Milletim bana inanacaktır. Bu millet gerçeği görünce arkasından tereddütsüz yürür, dava uğruna ölmesini bilir.” Yıl 1906. Osmanlı Devleti daha ayakta, ortalıkta savaşla ilgili  en ufak bir iz bile yok, ama o günden yeni Türkiye’yi görmüş biri var. Daha o günden ileride bile öngörüleriyle etrafına ışık tutacağını gösteren bir Mustafa Kemal. Bu sözünden bir yıl sonra ilk Misak-ı Milli sınırlarını çizmiş ve tek bir  yerde yanılmıştır. O da, topraklarımızdan ayrılmasına gönlünün razı olmadığı Kerkük’ü sınırlarımız içine katmış olmasıdır.    “Arkadaşlar, bana dikkat edin, sözlerime kulak verin . Osmanlı ordusu değil, Türk ordusu bir gün gelecek, Türk varlığını, Türk bağımsızlığını kurtaracaktır. İşte aslı o zaman sevineceğiz. Gurur duyacağız. İşte o zaman Türk ordusu görevini yapmış olacaktır.” Sekiz yıl öncesinden kafasında Kurtuluş Savaşı’nın olduğunu sözleriyle dile getiriyorsa ve 1923’te  “Devletin esasını Cumhuriyet prensiplerine göre hazırlamak lazım.” diyorsa ülkemizin altyapısını Atatürk’ün öngörüleri oluşturmuş demektir.

Erzurum Kongresi sırasında Mazhar Müfit Kansu’ya  : “Tarih koy önce, şimdi yaz bakalım. Zaferden sonra hükümet şekli Cumhuriyet olacaktır bu bir. Padişah ve hanedan için zamanı gelince gereken işlem yapılacaktır, bu iki. Tesettür kalkacaktır, bu üç. Fes kalkacak, uygar toplumlar gibi şapka giyilecektir, bu dört.” Demesinin üzerine Mazhar Müfit kalemi elinden bırakıp “Darılmayın ama Paşam hayalci yanlarınız var” deyince “Bunu zaman gösterir, sen yaz: Latin harfleri yürürlüğe girecektir, bu beş.” demiştir.

Yıllar önce hepsini harfi harfine yazdırmış ve sırasıyla gerçekleştirmiş bir dahi.

1922’de taarruz öncesi  “Hesap ediniz, 15. Gün İzmir’deyiz.” demiş ve yine kendisiyle görüşmek isteyen yabancı elçilere “Sizinle 9 Eylül 1922 ‘de Nif (Kemalpaşa) kasabasında görüşebilirim .” demiştir.

Beni şaşırtan başka bir öngörü de İngiltere Kralı ile ilgilidir.1924 ‘ te “İlk beş senede kendimiz toplayıp devrimlerimizi yaparız.2. beş senede dünyaya kendimizi tanıtırız. 3. Beş senede İngiltere kralına ülkemizi ziyaret ettiririz.” demiş, nitekim 8. Edward 1936’ da ülkemizi ziyaret etmiştir. Ve yine Atatürk 8. Edward için “Kralın Madam’a zaafı olduğunu görüyorum. Korkarım ki tahtını bu kadın yüzünden kaybedecek” demiştir ki kral tahtından feragat edip Bayan Simpson ile evlenmiştir.

Mussolini’nin ölümünden yıllar önce “ Mussolini’yi kendi milleti linç edecektir” demesi, 2. Dünya Savaşı öncesi Hitler için “Savaşı o başlatacak ve insanlığın başına bela olacaktır” diyerek büyük bir diktatörün geldiğini öngörmesi, 1938’de  2. Dünya Savaşı için “Bu sene savaş çıkmayacak ama gelecek seneden korkunuz. Dikkatli olmalı, gelecek sene şüphelidir.” sözü  ve yine 1930’lu yıllarda  “60 yıl sonra Rusya 60 parça olacak” demesi dünya siyaseti ile ilgili yaptığı nokta atışlarındandır.    Bazı sözleri vardır ki her döneme özellikle bugünlere fazlasıyla uymaktadır     “Basın hiçbir şekilde tahakküm altına alınamaz.” sözünü daha 1923’te söylemişken son yıllarda karşılaşılan yayın yasakları ne büyük bir çelişki ama…

1927 yılındaki “Şuna emin olmalısınız ki bugün başına şapka giyen, sakalını bıyığını tıraş eden, smokin ve frakla toplum hayatımızda yer alanların çoğunun kafalarındaki zihniyet hala sarıklı ve sakallıdır.” sözlerini bugün bizzat yaşıyor olmamız içler acısı bir durum değil de nedir?    “Bu söylediklerimin gerçek olduğu gün, senden ve bütün çağdaş insanlıktan dileğim şudur. Beni hatırlayınız.” demiş bugünü aydınlatan Atam. Ben de en önemli öngörülerinden biri Gençliğe Hitabe olan Ulu Önderimize cevabımı okuduğum bir kitabın giriş cümlesiyle vermek isterim. “Bu ülkeyi Atatürk’ün öngörüleri kurdu! Unutmak ihanettir!”

 

Dilara Peksaygılı

29/03/2017

Yorum Bırak

PAHA BİÇİLEMEZ HAZİNEMİZ

                              

Bir insanın güç kaynağı nedir? Zorluklara göğüs gerebilmek için neye tutunur? Başı sıkıştığında ona yol gösteren nedir? Nedir onu kurtaran? Bence bu soruların hepsi tek bir cevaba çıkıyor. Yıkıldığımızda tutunabildiklerimiz…

Onlar sayesinde güç toplar, onlar sayesinde tekrar inanır ve tekrar deneriz. Onların varlığıdır bize güç veren. Bazen çok yıkıcı yenilgilerle karşılaşırız. Umudumuzu yitirir, her şeyden vazgeçeriz. İçimize kapanır, kendimize duvarlar öreriz.

Kimse bizi görmesin, o yıkık halimizle baş başa kalalım isteriz. O enkazın altında ezilecek olan sadece bizler olalım. Başkaları zarar görmesin, bir umut daha sönmesin. Ama  birileri vardır ki onlar biz ne yaparsak yapalım gölge gibi arkamızdadır.

Bunlar kimi zaman ailemiz, kimi zamansa dostlarımızdır. Ne yapmış olursak olalım asla bırakmazlar bizi. Her zaman bizim arkamızdadırlar. Bizi anlar, bize iyi gelirler. Vazgeçmememiz için ikna eder, tekrar denememiz için güç verirler. Desteklerini asla esirgemezler.

Kendimizi duvarlar içine hapsettiğimizde bile o tuğlaları teker teker yıkar, bize mutlaka ulaşırlar. Bizi o karanlıktan çıkarıp aydınlıkta yerimizi tekrar bulana kadar elimizi bırakmazlar. Umudumuzun parçalanan tanelerini yılmadan toplar, bir araya getirirler. Gerektiğinde sil baştan yaratırlar her şeyi.

İşte böyleleridir bizi güçlendiren. Biriktirdiğimiz dostlarımız, sığındığımız ailemiz… Önemli olan aldığımız yaranın derinliği değil, etrafımızdaki gerçek insanların değeridir. Ve bu gerçekliğe sahip olan insanlar ne kaybederse kaybetsin, asıl kazandıkları şey paha biçilemezdir.

 

ı

 

 

 

Yorum Bırak

BABA SEVGİSİ

 

                                   

Baba figürü bir çocuğun hayatındaki en önemli şeylerden biri değil midir? Hayatımız boyunca koşulsuzca güvendiğimiz nadir insanlardan biridir baba. Kaç yaşında olursak olalım yanımızda olması güç verir bize. Küçük bir çocuk da olsak, kendi başının çaresine bakabilen bir yetişkin de olsak fark etmez. Hele ki kız çocuğuysak…

Bir kız çocuğunun güvendiği ilk erkektir baba. Karşı tarafa güven duygusu babayla gelişir bir kızda. Otoritesini kabullendiğimiz tek kişidir baba. Ne kadar büyürsek büyüyelim onun kuralları hep var olur. Ama bir gerçek daha vardır ki bizim için var olan o kurallar yalnızca bizim için esneyebilirler.

Sevgisi ise bambaşkadır babanın. Varlığı o kadar ısıtır ki içimizi yokluğu telafisi zor yanlışlara sürükleyebilir bizi. Baba sevgisinden mahrum bırakılarak büyüyen bir kız çocuğu o boşluğu başka şeylerle kapatmak isteyebilir bazen. Bu yanlış bazen o kadar ciddi bir hal alır ki hayatının akışını değiştirebilir. Bu yüzdendir ki, tüm çocuklar ama özellikle kız çocukları için büyürken baba sevgisini almak her şeyden önemlidir.

Bir baba için kızı ona altın tepside sunulan bir değerdir aslında. Ama içler acısı bir durum daha vardır ki bazı babalar onu hor görmeyi tercih ederler. Değer vermek bir yana bazen insan yerine bile koymazlar. Ne eğitim, ne çalışma, ne sosyal yaşam… Hiçbir hakkı olamaz kızların onların gözünde. Baba ne isterse onu giyer, ne kadar isterse o kadar okur, ve baba kimi isterse ona eş olurlar.

Ne büyük bir trajedidir ki ülkenin bir yarısında hala süregelen olaylardır bunlar. İster doğu, ister batı, ülkenin neresinde yaşarsa yaşasın değişemez bir kız çocuğunun hakları. Bizler, burada babalarının prensesleri olarak büyürken, bir yerlerde bırakın prensesliği, köle muamelesi gören kardeşlerimizin olması yakmaz mı canımızı?

Ne büyük çelişkidir ki bir baba, kızının hayatını iyi yönde de kötü yönde de etkileyebilecek güce sahiptir.. Umarım bir gün bu çelişki ortadan kalkar ve tüm kız çocukları hak ettikleri yaşama sahip olurlar.

                                                                                   Dilara Peksaygılı

                                                                                      02/03/2017

Yorum Bırak
Araç çubuğuna atla