“Dahi odur ki, ileride herkesin takdir ve kabul edeceği şeyleri ilk ortaya koyduğu zaman herkes ona ‘deli’ der.” Kendi sözünün en büyük örneği yine kendisi olan adam. Yaşarken deli, öldüğünde dahi diye anılan adam. Öngörüleriyle bize ışık tutan, yolumuzu aydınlatan adam. Yıllar önce söyledikleri bugün bile geçerli olan adam. Bazıları hala farkında değil ama çok haklıymışsın Atam.
“Bir gün gelecek ben, hayal zannettiğiniz bütün devrimleri başaracağım. Milletim bana inanacaktır. Bu millet gerçeği görünce arkasından tereddütsüz yürür, dava uğruna ölmesini bilir.” Yıl 1906. Osmanlı Devleti daha ayakta, ortalıkta savaşla ilgili en ufak bir iz bile yok, ama o günden yeni Türkiye’yi görmüş biri var. Daha o günden ileride bile öngörüleriyle etrafına ışık tutacağını gösteren bir Mustafa Kemal. Bu sözünden bir yıl sonra ilk Misak-ı Milli sınırlarını çizmiş ve tek bir yerde yanılmıştır. O da, topraklarımızdan ayrılmasına gönlünün razı olmadığı Kerkük’ü sınırlarımız içine katmış olmasıdır. “Arkadaşlar, bana dikkat edin, sözlerime kulak verin . Osmanlı ordusu değil, Türk ordusu bir gün gelecek, Türk varlığını, Türk bağımsızlığını kurtaracaktır. İşte aslı o zaman sevineceğiz. Gurur duyacağız. İşte o zaman Türk ordusu görevini yapmış olacaktır.” Sekiz yıl öncesinden kafasında Kurtuluş Savaşı’nın olduğunu sözleriyle dile getiriyorsa ve 1923’te “Devletin esasını Cumhuriyet prensiplerine göre hazırlamak lazım.” diyorsa ülkemizin altyapısını Atatürk’ün öngörüleri oluşturmuş demektir.
Erzurum Kongresi sırasında Mazhar Müfit Kansu’ya : “Tarih koy önce, şimdi yaz bakalım. Zaferden sonra hükümet şekli Cumhuriyet olacaktır bu bir. Padişah ve hanedan için zamanı gelince gereken işlem yapılacaktır, bu iki. Tesettür kalkacaktır, bu üç. Fes kalkacak, uygar toplumlar gibi şapka giyilecektir, bu dört.” Demesinin üzerine Mazhar Müfit kalemi elinden bırakıp “Darılmayın ama Paşam hayalci yanlarınız var” deyince “Bunu zaman gösterir, sen yaz: Latin harfleri yürürlüğe girecektir, bu beş.” demiştir.
Yıllar önce hepsini harfi harfine yazdırmış ve sırasıyla gerçekleştirmiş bir dahi.
1922’de taarruz öncesi “Hesap ediniz, 15. Gün İzmir’deyiz.” demiş ve yine kendisiyle görüşmek isteyen yabancı elçilere “Sizinle 9 Eylül 1922 ‘de Nif (Kemalpaşa) kasabasında görüşebilirim .” demiştir.
Beni şaşırtan başka bir öngörü de İngiltere Kralı ile ilgilidir.1924 ‘ te “İlk beş senede kendimiz toplayıp devrimlerimizi yaparız.2. beş senede dünyaya kendimizi tanıtırız. 3. Beş senede İngiltere kralına ülkemizi ziyaret ettiririz.” demiş, nitekim 8. Edward 1936’ da ülkemizi ziyaret etmiştir. Ve yine Atatürk 8. Edward için “Kralın Madam’a zaafı olduğunu görüyorum. Korkarım ki tahtını bu kadın yüzünden kaybedecek” demiştir ki kral tahtından feragat edip Bayan Simpson ile evlenmiştir.
Mussolini’nin ölümünden yıllar önce “ Mussolini’yi kendi milleti linç edecektir” demesi, 2. Dünya Savaşı öncesi Hitler için “Savaşı o başlatacak ve insanlığın başına bela olacaktır” diyerek büyük bir diktatörün geldiğini öngörmesi, 1938’de 2. Dünya Savaşı için “Bu sene savaş çıkmayacak ama gelecek seneden korkunuz. Dikkatli olmalı, gelecek sene şüphelidir.” sözü ve yine 1930’lu yıllarda “60 yıl sonra Rusya 60 parça olacak” demesi dünya siyaseti ile ilgili yaptığı nokta atışlarındandır. Bazı sözleri vardır ki her döneme özellikle bugünlere fazlasıyla uymaktadır “Basın hiçbir şekilde tahakküm altına alınamaz.” sözünü daha 1923’te söylemişken son yıllarda karşılaşılan yayın yasakları ne büyük bir çelişki ama…
1927 yılındaki “Şuna emin olmalısınız ki bugün başına şapka giyen, sakalını bıyığını tıraş eden, smokin ve frakla toplum hayatımızda yer alanların çoğunun kafalarındaki zihniyet hala sarıklı ve sakallıdır.” sözlerini bugün bizzat yaşıyor olmamız içler acısı bir durum değil de nedir? “Bu söylediklerimin gerçek olduğu gün, senden ve bütün çağdaş insanlıktan dileğim şudur. Beni hatırlayınız.” demiş bugünü aydınlatan Atam. Ben de en önemli öngörülerinden biri Gençliğe Hitabe olan Ulu Önderimize cevabımı okuduğum bir kitabın giriş cümlesiyle vermek isterim. “Bu ülkeyi Atatürk’ün öngörüleri kurdu! Unutmak ihanettir!”
Dilara Peksaygılı
29/03/2017
Yorum Bırak