İçeriğe geç

Aylar: Mart 2019

SEN

                                                                           

Biz kimiz? Ne için geldik? Ne uğruna yaşıyoruz bu dünyada? İyi miyiz, kötü mü?

Kimiz biz?

Birçok insan bu tip sorularla boğuşur yaşamı boyunca. Kendini tanımaya, yeteneklerini keşfetmeye çalışır. Hayata karşı oluşan beklentilerinin etkisi ile kendini geliştirmeye – değiştirmeye uğraşır. Kimi çok sever kendini, kimi ise kabullenemez benliğini.

Bazıları dış görünüşünü beğenmez, çeşitli yöntemler ile değişmeye çalışır. Bazıları ise düşüncelerini, tavırlarını, hayata karşı bakışını… Ruhunu sevmez, kabullenmez. Kendi ile savaşmaya, imkânı olmayan değişimler yaratmaya çalışır. Aldığı nefes zehir olana dek devam eder.

Çıkmaz yola girdiğinde ise kaçış yolu olarak yer altını seçer. Girdiği karanlık yolun onu aydınlığa çıkaracağını ümit eder. Kendine verdiği zararın farkında olmaz.

Her insan zamanla değişir. Edindiği tecrübeler onu geliştirir. Büyüdükçe fikirleri, hayata baktığı pencere değişir. Ama ne olursa olsun ruhu değişmez.

İnsan iyisiyle kötüsüyle ‘ben buyum’ demedikçe kendine takılmaktan hayatı yakalayamaz. Düşünceler denizinin akıntısı onu izleyicisi olacağı bir hayatın başkahramanı yapar. Kendi seçimlerini yaşamayan bir insan hayatı anlayamaz.

Unutma, sen kendini reddedersen hayat seni kabul etmez.

Yorum Bırak

          ÇANAKKALE RUHU

                                                   ÇANAKKALE RUHU

Bir tarihtir Çanakkale. Binlerce kahramanın her bir satırını kanlarıyla yazdığı. Dillerden  düşmeyecek bir destandır Çanakkale. Nesiller boyu unutulmayacak fedakarlıkların yapıldığı, gencecik fidanların toprağa karıştığı. Bu vatanın kalbidir Çanakkale. Annelerin evlatlarını kınalar yakarak cepheye yolladığı, kana bulanmış toprakların koca bir nesle mezar olduğu. Mehmet Akif’in de dediği gibi “ Bir hilal uğruna güneşlerin battığı” yerdir Çanakkale.

Metrekare başına 6000 merminin düştüğü, 250 bin askerin şehit olduğu bir savaştı bu. Kurşunu kalmayınca düşman üzerine taş ile yürüyen kahramanların olduğu, tarihin akışının dökülen kanlarla yerle bir olduğu.

Eski Dünya Yeni Dünya, bütün akvam-ı beşer. / Kaynıyor kum gibi ,tufan gibi mahşer mahşer.

Öyle bir cephe düşünün ki siperler arası 8-10 metre. Kimsenin kurtulma şansı yok. İkinci siperdeki askerler şehit olanları görüyor, aynı kaderi paylaşacağını biliyor ve göz göre göre ölüme yürüyor. Kimileri Kuran-ı Kerim okuyor, okuma bilmeyenler ise Kelime i Şehadet getiriyor.

1.Dünya Savaşı’nın bütün cephelerine bedel bir cepheydi bu. İngilizlerin 200 yıl sonra ilk defa mağlup olduğu.

Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker! / Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.

Bu savaşta yorulan sadece askerler değildi. Doktorların fedakarlıkları unutulacak gibi değildi. Savaş sırasında ümitsiz vakalarla hiç ilgilenilmemiş, kurtulma şansı olanlara öncelik verilmiştir. Bir Türk doktorun önüne kendi oğlu getirildiğinde “ Kurtulma şansı yok.” diyerek diğer hastayı istemiş ve oğlunun mezarına ancak bir gün sonra gidebilmiştir.

Ulusları birleştirmiş bir cepheydi bu, küçücük bir yarım adanın nice evlada mezar olduğu.

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk; / Sade bir hadise ortada vahşetler denk.

Yabancı teğmenlerden biri anlatıyor. “Gözlerimizin önündeki manzarayı anlatmak olanaksızdı. Filikalar hemen hemen birbirine yanaşmış olarak kıyıya kadar uzanıyordu ve içleri parçalanmış cesetlerle doluydu. Sonuncu filika ile kıyı arasında cesetlerden bir iskele vardı. Ölülere basmadan kıyıya çıkmam mümkün değildi ve koyun suları kandan kıpkırmızı kesilmişti.”

Satırlara sığmayacak bir destandı Çanakkale. Liselerin şehit olan öğrencileri sebebiyle mezun veremediği, tüm Anadolu’nun seferber olduğu. Mehmet Çavuş’un, Seyit Onbaşı’nın, Yahya Çavuş’un, isimsiz kadın kahramanların kanlarıyla yazdığı.

Büyük Usta “Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.” demiş. Ben de nesillerden beridir kanımıza işlemiş bu ruhu dile getiren bir diğer satırıyla bitirmek isterim yazımı.

Asım’ın nesli.. diyordum ya.. nesilmiş gerçek; / İşte çiğnetmedi namusunu çiğnetmeyecek.

Yorum Bırak
Araç çubuğuna atla